İbrâhim (a.s) ve Ailesinin Urfa ile Olan Bağlantısı

Doç. Dr. Ahmet GÜNDÜZ 2024-10-09

İbrâhim (a.s) ve Ailesinin Urfa ile Olan Bağlantısı

Öz

Urfa’nın dinî anlamda en kabul görmüş niteliği “Peygamberler Şehri” oluşudur. Peygamberler içerisinde kendisiyle en fazla özdeşleştirildiği peygamber ise Hz. İbrâhim’dir. Urfa bölgesinin Hz. İbrâhim’in (a.s.) ailesi özelindeki bağlantısının ilmî verilere dayalı olarak ortaya konması büyük önem arz etmektedir. Böyle bir çalışma halk arasındaki inanışın ve seyyahların notlarında yer alan bilgilerin ne denli doğru olduğunu da ortaya çıkaracaktır. Kur’an’da Hz. İbrâhim’in ailesi bağlamında Urfa bölgesine dair açık bir isim geçmemektedir. Ancak Tevrat ve İncil’de bazı ayrıntılar yer almaktadır. Bu bilgiler arkeolojik veriler, tarihî bilgiler ve ilmî disiplinler göz önüne alınarak yorumlandığında konu açığa kavuşmaktadır. Buna göre Hz. İbrâhim’in ve ailesinin Urfa, Harran, Suruç ve eskiden Harran’a bağlı olan ‘Aynu’l-‘Arûs arasında son derece yakın bir ilişkisi vardır. Babası, amcaları ve dayıları bu bölgede yaşamıştır. Hz. İbrâhim’in doğumu, ateşe atılması ve ilk evliliği buralarda olmuş, hicreti de bu bölgeden başlamıştır. Oğlu İshâk ve torunu Ya‘kûb’un bölge ile bağı sıhriyet yoluyla devam etmiştir.

Giriş

1. Hz. İbrâhim’in Nesebi

Hz. İbrâhim’in tam ismi konusunda Tevrat’da ve İncil’de ayrıntılı birtakım bilgiler bulunmaktadır. Luka incilinde şöyle bir silsile zikredilmektedir: İbrâhim b. Terah b. Nahor b. Seruk b. Reu b. Pelek b. Ever b. Şelah b. Kenân b. Arpakşat b. Sâm b. Nuh b. Lemek b. Metuşelah b. Hanok b. Yeret b. Mahalalel b. Kenân b. Enoş b. Şit b. Âdem.1 İslami kaynaklarda da benzer bir isim silsilesi şu şekilde zikredilmektedir: İbrâhim b. Târah (Âzer) b. Nahûr b. (Sarûg/Şarug) b. Rau (Ergû) b. Fâlığ b. Âbir b. Şâlıh b. Erfahşed b. Sâm b. Nûh.2 Bu durum İslami kaynaklar ile Eski ve Yeni Ahid’in bu konuda örtüştüğünü göstermektedir. Annesinin adı; Erfahşed b. Sâm’ın soyundan Tûtâ bt. Kernbâ b. Kûsâ3 veya Ebyuna bt. Efrayim b. Ergû b. Fâliğ b. ‘Âbir b. Şâlih b. Efraşed b. Sâm b. Nûh’tur4 Adının Nûna5 , Nûtâ6 , Ebyûnâ7 , Bûnâ8 olduğuna dair görüşler de vardır. İsim silesinde yer alan Kernbâ b. Kûsâ rivayete göre Kûsâ nehrini kazan kişidir. İncil ve Tevrat’a göre Hz. İbrâhim’in babasının adı Terah’tır. İbranice yazılmış olan Tevrat’ta Terah olarak geçmekte iken, Yunanca tercümesinde Taralı, Tara veya Tahra olarak zikredilmektedir. Akadça’da ise Turahu’dur. Ancak Kur’ân’ın açık beyânında Âzer ismi geçmektedir. Târeh ve Âzer şeklinde iki ismi olabileceği gibi, bunlardan birinin onun isim diğerinin de lakabı olması da muhtemeldir. Tevrat’a göre Âzer’in İbrâhim dışında Nahor ve Haran (Hârân) adında iki çocuğu daha vardır. Bunların hepsi de 70 yaşından sonra dünyaya gelmiştir. Hz. İbrâhim Sâre ile Nahor ise Milka ile evlenmiştir.15 Hz. İbrâhim’in babası 205 yaşında Harran’da vefat etti.16 Harran Terah’ın yurdudur ve Rabb burayı Hz. İbrâhim’e hatırlatırken “baba yurdu” diye nitelendirmektedir.17 Hz. İbrahim’in babasının putperest biri olduğu hem Kur’an18 hem de hem de Tevrat beyanıyla sabittir. Kur’an’da Hz. İbrâhim’in babası olarak geçen Âzer adındaki şahıs bir putperesttir. Peygamber’in babasının putperest olamayacağı, bazı kültürlerde amcanın da baba olarak anıldığı tezini savunanlar, Âzer’in babası değil de amcası veya üvey babası olduğu görüşünü öne sürmektedirler.Hz. İbrâhim’in babasının mesleği konusunda birçok iddia ileri sürülmektedir: 1. Bir put imalatçısıydı, hatta imal ettiği putları satmak üzere İbrâhim’e veriyordu. 2. Nemrud’un hizmetinde bulunan bir müneccimdi. 3. Sihirbazdı. 4. Yahudi kaynaklarına göre Terah Nemrud’un sarayında saygın bir kişiliği sahip üst rütbeli bir subaydı.5. Nemrud’un hâkimiyetindeki Doğu bölgesinde Harran ve Habur havzasında (Viranşehir-Ceylanpınar) ‘Abiru (Amoriler: İbranice: אמוריʼĔmōrī ; Akadca: Amurrūm, Antik Yunanca) kabilelerinin emirliğini yapıyordu. 6. Nemrud’un hazinedarıydı.

2. Doğum Tarihi ve Yeri

Bazı rivayetlere göre Hz. İbrâhim Nûh Tufânı’ndan sonra dünyaya gelmiştir. Onun doğumu ile Tufân arasında geçen zaman farkına ilişkin olarak 942, 1099, 1079, 1263, 1330 yıl gibi bazı süreler zikredilmektedir. Başka rivayetlerde ise Hz. Peygamber’e, Nûh (a.s) ile Hz. İbrâhim arasında ne kadar bir zaman dilimi geçtiği soruldu, O da bin yıl olduğunu söylemiştir. Tevrat’ın beyanına göre; Ellasar Kralı Aryok, Goyim Kralı Tidal, Şinar Kralı Amrafel, Elam Kralı Kedorlaomer; Sevoyim Kralı Şemever’e, Gomora Kralı Birşa’ya, Bala –Soar– Kralına, Sodom Kralı Bera’ya ve Adma Kralı Şinav’a karşı savaş açtılar. Bu savaşlar esansında Hz. İbrâhim’in yeğeni Lût (a.s) esir düşmüştür. Savaş açan Kral Amrafel’in, Hammurabi olduğu düşüncesinde olanlar Hz. İbrâhim’in yaşadığı dönem için MÖ. 2123-1905 tarih aralığını öne sürmektedir. Bunun dışında farklı tarihlendirmeler de söz konusudur. Ancak genel olarak MÖ. 2000-1400 yılları arasında yaşadığını söylemek mümkündür. Hz. İbrâhim ile ilgili en çok ihtilaf edilen konulardan bir tanesi de onun doğum yeridir. Bu konudaki farklı görüşleri ve görüş sahiplerini şöyle özetlemek mümkündür: 1. İbn Abbâs; Irak’ta Bâbil, 2. Mücâhid; Kûfe’de Kûsâ, 3. ‘Ikrime; İran’da Ahvaz şehrinde es-Sûs, 4. es-Süddî; Kûfe ve Basra arasında bir yerde, 5. er-Rabî‘; Irak’ta Kesker şehrinde, 6. İbn ‘Asâkir, İbn Abbâs’tan naklen annesinin Hz. İbrâhim’i bugün Şam’ın sınırları içinde olan Berze kentinde Kasiyûn Dağı’nda sakladığını söylemektedir.34 Hz. İbrâhim’in yıldızları burada gözlemlediğine dair de bir görüş bulunmaktadır. 7. Türkiye’de kazılar yapmış ve Sümerler üzerine çalışmaları olan İngiliz arkeolog Leonard Wolley (1880-1960)’e göre, Güney Irak’ta Tel el-Muğayyer denilen yerde yer alan ve geçmişte Keldânîlere ait olan Ur kentidir.. 8. Babasının Harranlı olduğu, bir kıtlık sebebiyle İbrâhim’in (a.s) annesiyle Bu gün Irak’ın güneyinde yer alan Hürmüzcürd’e geldiği, bu sebeple Hz. İbrâhim’in burada dünyaya geldiği şeklinde rivayetler de yer almaktadır. 9. Vehb; Harran’da, Ebû Hasan el-Herevî ise Hz. İbrâhim’in doğum yerine ilişkin olarak Feddân adında bir yer olduğunu söylemektedir. Feddân geçmişte Harran idârî bölgesinde yer alan bir köydür. Harran’ın 15-20 km batısında eski bir Arâmî kentidir. 1980 ihtilalinden sonra adı “Yukarı Beydaş” olmuştur. Tell Feddân (Fiddân) ismine benzer olarak Tevratta “Paddan Aram” kelimesi yer almaktadır. Sadece Tekvîn bölümünde Hz. İbrâhim’in İshak veya Ya‘kûb adındaki oğullarının adıyla beraber Paddan (Feddân) 12 defa geçmektedir. Bu yukarı Mezopotamya’da Harran bölgesini ifade etmektedir. Rivayete göre müneccimler Nemrud’a falan tarihlerde İbrâhim adında bir çocuk doğacak, atalarınızın dininden sapacak, putlarınızı kıracak ve tahtını yıkacak diye bilgi verdiler. Nemrut da söz konusu tarih gelince gebe kadınları toplayıp hapsetti. İbrâhim’in annesi bir fırsatını bulup yakınlardaki bir mağarada onu doğurdu. Doğduğu yer Ur kentinde bir mağaradır. Babası Hz. İbrâhim’in doğumunu gizlemiş ve hükümdar rüyaya dair olayları unutana kadar beklemiştir. Her Peygamber vahyi en güzel şekilde izah etmek için kendi kavminin dilini konuşmuştur. Hz. İbrâhim’in farklı diller konuşmuştur. İbn Abbâs’tan nakledilen bir rivayet bunun gerekçesini şöyle izah etmektedir: Hz. İbrâhim ateşten kurtulunca şehri terk etti. Bu sırada Süryanice konuşuyordu. Harran’dan ayrılıp Fırat nehrini geçince Yüce Allah konuştuğu dili değiştirdi. Arapça karşıya geçmek anlamında olan “عبر’) “a-b-r) kelimesinden hareketle konuştuğu yeni dile ‘İbrânice denilmektedir. Hz. İbrâhim kaçıp gidince Nemrud peşi sıra adamlar gönderdi, Süryanice konuşan her kimi buldularsa getirmelerini emretti. Hz. İbrâhim ile karşılaştıklarında İbrânice konuştuğu için onu tanıyamadılar.48 Süryanice Urfa (Urhâi-Edessa) Ârâmice’sinin bir lehçesidir. İbn Hazm’a göre ilk Süreyanice konuşan kişi Hz. İbrahim’dir. Genel kabul edilen görüşe göre de Hz. İsâ’nın konştuğu dil de Gâlile Ârâmicesi’dir.49 Süryanice, İbranice ve Arapça Mudar kabilesinin dilidir.50 Mudar kabilesi Urfa bölgesinde, özellikle Harran’da da yaşamış, burayı bir merkez edinmişlerdir.

1. Ur Kenti

Nemrud ve kavmi iman52 etmeyince Hz. İbrâhim onların inançlarını reddettiğini, bu mücadelenin onlar iman edene kadar devam edeceğini söylemiştir. Bununla birlikte iman etmeyen babasına da daha önce vaad ettiği dua sözünü yerine getireceğini söylemiştir.53 Bundan sonra bulunduğu muhitten hicret etmiştir. Bazı Müslüman müelliflere göre bunun akabinde Urfa’ya gelmiş, sonrasında Mısır’a gitmiştir.54 Ancak âyette babası için söyledikleri ile Tevrat’taki bilgiler birlikte düşünüldüğünde Hz. İbrâhim’in Harran’dan ayrılıp Kenân topraklarına doğru yola çıktığı anlaşılmaktadır.55 İbrâhim (a.s) ile ilgili Tevrat’taki malumatlarda Ur kenti, Keldânîlerin (Kildânilerin) bir yeri olarak geçmektedir. 56 Bu bilgiler göz önüne alındığında Hz. İbrâhim’in doğduğu yerin Ur kenti olduğu anlaşılmaktadır. İbrâhim’in (a.s) Ur adındaki bir kentte dünyaya geldiğine dair Ehl-i Kitap ve Müslümanlar ittifak halindedir. Mezopotamya’daki yer isimlerinin kesin bir tespitini yapmanın zorluğu tarihsel bir gerçekliktir. Bu konudaki ihtilaf söz konusu olan bu kentin Güney Mezopotamya’da mı yoksa Kuzey Mezopotamya’da mı olduğudur. Tevrat’taki bilgilerde bunun için Keldânî kaydı bulunmaktadır. Ancak milattan önceye ait Yunanca tercümelerinde bu kayıt bulunmamaktadır. Birçok araştırmacının kanaati bunun sonradan eklendiğidir.58 Tevrat’ı çeviren Yunanlılar da Mezopotamya’yı ilk etapta Hz. İbrahim’in yaşadığı Harran civarı olarak düşünmüşlerdir.59 Tevrat’ın İbranice olan ilk metinlerinde geçen Ur “Kaśdim (Ur Kaşdim)”, sonraki dönemlerde Latince’ye yapılan tercümelerde “Keldânîler’in Ur’u” şeklinde çevrilmiştir.60 Julius Wellhansen gibi bazı araştırmacılara göre Hz. İbrâhim’in Tevrat’ta anlatılan hayat hikâyesi çeşitli metinlerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. Bunlar Ruhhan, Rlohist ve Yahvist metinlerinden alınmıştır. Ruhhan metinleri yaklaşık olarak MÖ. 400’lü yıllarda, Elohist metinler MÖ. 8. yy’larda, Yahvist metinler ise MÖ. 950 yılında yazılmıştır.

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0