Hep Geç Mi Kalacağız?
Prof. Dr. Hayrettin Karaman 2022-06-14

[Okur Sorusu:] Saygıdeğer hocam. Öncelikle selamlarımı iletiyor, sağlık ve afiyet diliyorum. Bizler inHem savunma, hem taarruz, hem tebliğ, hem davet için düşmanın kullandığı araçları kullanmaya ihtiyaç var.
Gençlere ulaşabilmek için onlar en çok ne ile meşgul iseler oraya ulaşmaya ve oradan, onların kullandığı iletişim diliyle kendimizi anlatmaya, karışan kafalara ayar vermeye ihtiyacımız var.
Geçen Pazar yazımda bundan yarım asır önce sinema dilini ve san'atını kullanmaya olan zarureti idrak eden ve bunun için olanca güçlerini sarf eden birkaç gençten söz etmiştim. Bunların kahramanı, İstanbul İmam Hatip'ten öğrencim, sonra dostum olan Ali Osman Emirosmanoğlu idi. Benim yazım üzerine o da aynı konuda kısa bir yazı kaleme aldı. Ben de onunla yazışarak teşebbüsün nasıl sonuçlandığını ve sonra tek başına bir kurum gibi çalışarak neler yaptığını sordum.
"Bu yazıda önce Peygamberimiz (s.a.)'in, kendi çağında çok revaçta olan şiir sanatını davası için nasıl kullandığı hakkında TDV İslam Ansiklopedisi'nden birkaç paragraf aktaracağım, sonra Emirosmanoğlu'nun yazısını vereceğim. Muhtemelen bir sonraki yazıda da onun mücadelesini kendi dilinden aktaracağım.
Hassân b. Sâbit'in (v.60/680) İslâmiyet'i kabul etmesiyle Müslümanlar, şöhreti Hicaz bölgesini aşıp diğer Arap topraklarına yayılmış olan güçlü bir şair kazanmışlardır. Hassân'ın bundan sonraki hayatı tamamıyla Resûl-i Ekrem'in yanında geçmiş, en güzel şiirlerini onun için söylemiş, artık fahriyyelerinde Allah'ın Resulü'nü savunmakla övünmüştür.
Resûl-i Ekrem'le birlikte Müslümanlar, ilk dönemlerden itibaren Kureyşliler'in ve onları destekleyenlerin hem fiilî hem de sözlü saldırılarına mâruz kalmakta, müşrik şairlerin hicretten sonra da devam eden hicivleri onları üzmekteydi. Bu hicivlere aynı yöntemle karşılık vermenin gerekli olduğu kanaatine varan Resûl-i Ekrem Müslümanlardan bu konuda kendisine yardım etmelerini istemişti. Bu isteği Hassân b. Sâbit, Kâ'b b. Mâlik ve Abdullah b. Revâha yerine getirmekle beraber özellikle Hassân'ın hasımlarına yönelttiği, Câhiliye devrinin kokuşmuş değer yargılarını ve soy saplantılarını dile getiren hicivleri son derece etkili oluyordu.
Böylece şiirleriyle İslâmiyet'e büyük hizmetlerde bulunan Hassân hakkında Hz. Peygamber, "Hassân'ın fıtrî kabiliyetini ve ilhamını Rûhulkudüs teyit ediyor" demiş, ayrıca onun için "Allahım, Hassân'ı Rûhulkudüs ile teyit et!" şeklinde dua etmiştir (Buhârî, "'İlim", 68, "Bed'ü'l-halk", 6, "Megazî", 30, "Edeb", 91).
Bu sayede müşrikleri hicveden şiirleri Resûlullah'ın, "Bu hicivler onlara karşı oktan daha etkili olacaktır" şeklindeki iltifatına mazhar olmuştur (Müslim, "Fezâ'ilü's-sahâbe", 157).
Resûl-i Ekrem Hassân'ın şahsına ve sanatına çok değer verirdi; hatta şiirlerini okuması için ona Mescid-i Nebevî'de bir minber tahsis etmişti."
Emirosmanoğlu'nun yazısı:
«EĞİTİM, ÇARE, METAVERSE, BİLGİSAYAR OYUNLARI, FİLM ve DİZİLER, TV PROGRAMLARI, OKUNACAK KİTAPLAR, DİNİ BİLGİLER, REHBERLİK
Uzun bir başlık belki. Açıklayacağım.
Her yaştan insanların her zaman nasihate, tavsiyeye ihtiyacı vardır. "Din nasihattir."
Peki, düşünen, bilen, konusunda uzman kişilerin insanlara en iyiyi, en güzeli, en doğruyu seçip sunması görevi değil midir?
Öyle ise geç kalmadan harekete geçmeli ve gerekenler yapılmalıdır.
Biraz açalım;
Ailelerin en büyük sıkıntısı çocuklarının oynadığı oyunlar ve seyrettikleri şeylerdir. İşte yapılacaklardan biri her yaş için ayrı ayrı oynayacaklarının ve seyredeceklerinin listesi olacaktır. Dini bilgiler hep tartışılmakta ancak herkes tatmin olmayıp şüphe içinde kalmaktadır. TDV İslam Ansiklopedisi gibi mükemmel bir kaynağımız ise kimsenin aklına gelmemektedir. TV kanal bolluğundan insanlar ne seyredeceğini şaşırmaktadır. Özenle seçilecek programların tavsiyesi de önemlidir. Mesela evdeki hanımların çok büyük kısmı cuma hutbesi ve namazının ülkemizde iki ayrı yerden ve kanaldan naklen yayınlandığını bilmemektedir. Netflix, Prime gibi dizi, film siteleri dünyayı kasıp kavurmaktadır. Metaverse/sanal-dijital dünya kurulmaktadır. Bizler de şu diziler, şu filmler seyredilmeli gibi alternatif bir tavsiye listesi sunmamız ve dijital dünyaya karşı alternatif göstermemiz gerekmektedir. Her yaşta okunacak kitaplar vardır. Okul sıralarında bize samimi hocalarımız şunları okuyun diye liste verirlerdi. Biz de okuduk, bilgilendik. İşte bu teşebbüsün yapacağı tavsiyelerden biri de yetkili bir heyetin bu kitapları tavsiyesi olacaktır.
Bu misaller çoğaltılabilir.
Eğer bu önemli hizmetin yapılmasının gerektiğine inanılıyorsa öncelikle, altyapısı güçlü bir platform kurulmalıdır. Bu platforma girenler ihtiyaçları olan her türlü tavsiyeyi doyurucu bir biçimde elde etmelidirler.
Kısaca sunduğum bu projenin çok detayı vardır. Hazırlık, altyapı, heyetler, sunum gibi konularda çok emek vermek gerekir. Hizmet aşkı ile ihtiyaç olan bir şeyi sunduğunuzda mutlaka bir karşılığı olacaktır.
Bu kurumun uzun ömürlü olması için mutlaka özel kişiler tarafından kurulması lazımdır. Artık duyarlı zenginlerimizin de var olduğunu görüyoruz.
Netice olarak, geç kalmadan (sadece alternatif değil), eğitici, yönlendirici bir platform kurulmasının vazifemiz/mesuliyetimiz olduğunu ve ancak bu şekilde gençlerimizle bağımızı güçlendireceğimizi düşünüyorum.(30.01.2022 Ali Osman E.) »
06.02.2022anmış insanlarız hamdolsun. Herkes gibi tabiî ki her şeye mubah gözüyle bakamıyoruz. Kafamıza takılan soruları sizin gibi değerli hocalarımıza soruyoruz. Şimdiden kusura bakmayın hocam hakkınızı helal edin. Sorum şu: Müslümanlar olarak birazcık da olsa birikimlerimizi altına çeviriyoruz. Yalnız altını evde saklamak tehlikeli. Yani zamanla hırsızlık olayları oluyor, hep duyuyoruz. Bankalara götürüp yatıralım diyoruz, bazı kişiler caiz değil diyorlar. Katılım bankalarına yatırıyoruz, bu sefer altını geri alırken altın olarak değil o günkü fiyattan parasını alırsın diyorlar (bazıları). Altın hesabı açalım ufak ufak birikim yapalım diyorum, onun da şüpheli olduğunu, caiz olmadığını söylüyorlar. Peki, hocam bizler Müslümanlar olarak ne yapacağız. Malum sistemde birikimlerimizi nasıl muhafaza edeceğiz. Bunun bir çıkış yolu yok mu?
Cevap:
Katılım bankaları fıkha uygun olarak altın ticareti yapar, katılımcının rızasına dayalı olarak altını döviz veya TL'ye çevirir, bununla ticaret yapar, altını TL'ye çevirip korumalı hesap açar, munzam karşılık olarak yatırdığı altın havuzlardan yapılan masraf olacağı için havuzun genel olarak kazancına veya zararına o miktardaki altın da katılmış olur.
Bütün bunlar yapıldıktan sonra müşteri/katılımcı, altını külçe, lira vb. şekillerinde almak isterse sözleşmeye ve kullanma şekline göre ya aynı miktarda veya kâr ve zarar hesabına göre oluşan miktarda alabilir. Katılım bankaları fiziki altın ödemiyor sözü doğru değildir.
Soru:
Selamünaleyküm hocam.
Ben 4 çocuklu ailenin bir ferdiyim. Ailemle yaşarken memuriyete girdim ve bir miktar para biriktirdim. 2012 yılında daha henüz evlenmemiş ve babamın evinde yaşarken eski evi sattık ve yeni bir ev aldık. Bu evi alırken de babama evin 1/3'lük kısmının parasını ben verdim (Bugün yaklaşık 200.000TL.) 2013 yılında evlendim. Borç harçla evimin ve düğün masraflarının hepsini iğneden ipliğe kendim yaptım. Babam hiçbir masrafıma karışmadı. Hep, "Beni babam evlendirmedi, kendiniz evlenin" sözünü suratıma çarptı. Aradan yıllar geçti, para konusu hakkında hiç konuşmadık. Ancak ikinci çocuğum olunca araba ihtiyacı doğdu. Babamdan bir miktar borç aldım ve borcumun da büyük bir kısmını ödedim. Ancak borcumdan çok az bir kısmı kalmışken kardeşimin evliliği ortaya çıktı. Bana kendin evlen diyen babam kardeşime kudretince yardım etmeye başladı. Ayrıca bir mirası eşit paylaşmamız hakkında bize telkinde de bulundu. Kendisine araba borcu öderken hiçbir zaman oğlum sen de ev alırken bize yardım ettin vermene gerek yok gibi bir söz de söylemedi. Hatta bazı zamanlar borcumu öderken o kadar sıkboğaz etti ki neredeyse arabayı satıp veresim geldi, ancak çocuklarımı mağdur edeceğimden yapamadım. Hatta bir ara öyle bir hadde vardı ki, "Biz de verdik" dedim; "Vermeseydin, biz baktık besledik tabii vereceksin" gibi sözlerle suratıma çarptı. Çocuklarının arasında ayrımcılık yapan, birinden yararlanan ama diğerine yağan babama kalan borcumu ödemek içimden gelmiyor. Babama borcumu ödeyeyim mi? Ayrıca yarın miras mevzusu olduğunda nasıl bir yol izleyeyim? Bu konuda tavsiyelerinizi istiyorum, Allah'a emanet olun.
Cevap:
Baba oğula ve oğul babaya ödünç alma sebebiyle borçlu olursa ve borçlunun ödeme imkânı da varsa borcunu ödemesi gerekir.
Baba oğuldan ödünç aldığı para ile ev alsa, sonra ölüp bu evi vârislerine bıraksa, oğul hem vâris olarak evden hisse alma hem de bu ev için ödünç verdiği parayı terekeden alma hakkına sahip olamaz. Alacağının, hissesine düşen meblağdan daha fazla olan kısmını, alacaklı sıfatıyla öncelikli olarak alır.
Babanıza, ev alırken verdiğiniz parayı ödünç verdiyseniz hükmünü açıkladım. Bağışladıysanız babanız borçlu sayılmaz.
Bir kimse ölmeden önce malından, öldüğünde vâris olacak yakınlarına, miras hissesine riayet etmeden bağışta bulunabilir. Peygamberimiz (s.a.), bu bağışlama işinde "adil olmamızı" tavsiye buyurmuşlardır, ama adalet eşitlik, eşit bağışlamak değildir; verme eyleminin hak etme ve ihtiyaca göre farklı olması caizdir. Bir kimse ölmedikçe malı miras olmaz; meşru olarak istediğine verir, istediğini alır.
Soru:
Allah size sağlıklı, uzun ömür versin. Âmin.
Sizlerden, toplumda yaygın olarak yapılan tarama testleri ve muayeneleri hakkındaki görüşünüzü istirham edeceğim. Bilindiği gibi kanser başta, var olan veya daha sonra çıkması muhtemel hastalıklar için tarama testleri ve muayeneleri yapılmaktadır. Bu kişilerin çoğu o anda sağlıklı olan veya olduğunu düşünen kişilerdir. Nadiren de bilmeden üzerlerinde bilmedikleri bir hastalıkları vardır. Sağlıklı iken yapılan bu test ve muayeneler için görüş ve önerilerinizi istirham ediyorum.
Cevap:
Bu kimselerin sağlıklı oldukları ancak testten sonra biliniyor; daha önce böyle bir bilgileri yok, hastalığın ilk evresinde de olabilirler; bu sebeple "sağlıklı insanların test edilmeleri" değil, hasta olmaları muhtemel insanların zamanında hastalıklarının teşhis edilerek tedbir alınması için test edilmeleri (check up) bahse konudur ve bu da caizdir.
13.02.2022
Yorum Sayısı : 0