Fîl Sûresi ve Çağrıştırdığı Mesajlar

Ali Rıza Demircan 2022-06-08

Fîl Sûresi ve Çağrıştırdığı Mesajlar

Peygamberliğin ilk yıllarıydı. Allah'ın Resulü Hz. Muhammed ve ona inanan müminler üzerindeki baskılar giderek artıyor, işkenceler çoğalıyordu. Putperest Mekke'nin egemen kişi ve grupları zulümlerine zulüm katıyordu. Müminlerin dirençleri kırılmak üzereydi.

Hak-Bâtıl mücadelesinin görünürde bâtılperestler lehine gelişim gösterdiği böylesi bir dönemde Yüce Allah, Peygamberine Fîl Sûresi'ni indirdi.

Amaç, müminlerin imanlarını kuvvetlendirmek, geleceğe yönelik ümitlerini yeşertmekti. Bir de güçlerini diledikleri gibi kullanarak galebe çalabi-leceklerini sanan inkâra zalimlere, başarısızlığa mahkûm olacaklarını ihtar etmekti.

Yasayanlar arasında muhtemelen görgü tanıklarının da bulunduğu Fîl vakasını(1) hatırlatan sûre, Hz. Peygamber'in dilinden Mekke'de şöylece yankılanıyordu:

"Rabbinin Fil ordusuna ne yaptığım görmedin mi?

Kurdukları tuzaklarını altüst etmedi mi?

Onların üzerine sürü sürü kuşlar saldı.

Kuşlar da onlara balaktan taşçı klar attılar.

Böylece onları yenik ekin yaprağına dönüştürdü."

Kur'an'ın 1O5. sûresi olan Fîl Sûresi'nin çağrışım yaptırdığı bu olay, Milâdî 57O-571 yılında, Hz. Peygamber'in doğumu öncesinde yaşanmıştı. Gerçeğin ta kendisiydi.

 

Fil Vakası

Habeşistan'a bağlı Yemen'in Hıristiyan Valisi Ebrehe, genel siyasetleri çizgisinde zahirde dinî, temelde de siyasî ve ekonomik amaçlarla Sana'da büyük bir katedral inşa eder. Kabe'yi hac eden Arapları bu muhteşem ve müzeyyen kiliseye çekmek ister.

Allah'ın; kendi zâtının ve birliğinin sembolü kılarak Hz. İbrahim'e temellerini yükselttiği, basta Peygamberleri olmak üzere zâtını birleyen muvah-hid insanlar için ziyaretgâh kıldığı Kabe'ye es mekân oluşturabileceğini sanan Ebrehe, olması gerektiği üzere tam bir başarısızlığa uğrar. Üstelik Arapların nefretini çeker.

Kureysli bazı kişilerin mezkûr kiliseye yönelik aşağılayıcı saldırgan tavırlarını gerekçe kılarak Kabe'yi yıkmaya karar verir. Büyük bir ordu hazırlar. Orduya, takviye güç olarak da on kadar fil katar. Güzergâhı üzerindeki karşıt kuvvetleri ezerek Mekke'ye dayanır. Mekkeliler korkularından dağlara çekilirler.

Ebrehe, öncü fili Kabe'ye doğru sürer. Ancak fil diretir, Kabe'ye yönelmez. Tam bu sırada, daha önce hiç mi hiç görülmemiş türden hortumlu ve pençeli kuşlar belirir. Sürüler halinde öbek öbek saldırıya geçen kuşlar, gagalan ve pençelerindeki balçıktan üretilmiş küçücük taslarla Ebrehe ve ordusu üzerine dalışlar yapar, ilâhî iradeye göre yapılandırılmış nohut büyüklüğündeki taslar, kimyasal/biyolojik bomba etkisi yapar. Böylece vurulan Ebrehe ordusu, hezimete ve de helake uğratılır. Büyük çoğunluğu taslanma alanında ölen askerlerin, yaralanan bir bölümü de dönüş yollarında ve de Ebrehe gibi kendi yurtlarında can verir.

 

 

Fîl Sûresi'nin mesajları

Mekkeliler tarafından bilinen ve Kur'an'ın aktarımıyla da tüm insanlık tarafından öğrenilen Fil olayı, hiç şüphesiz mahalli çizgiler taşır. Ama bu olayı bağımsız bir süre için de dile getiren Kur'an'ın, kendi bütünlüğü içinde sunduğu ve algılanmasını istediği mesajlar evrenseldir.

Bu mesaj lan şöylece özetleyebiliriz:

a- Sınırsız güç ve kayıtsız şartsız hâkimiyet Allah'ındır. O, kudreti, bilgisi, rahmeti,

adaleti, yardımı ve intikamı ile her an zuhur halindedir.

b- Allah, sürekli başarıyı zalimleşen güçlere değil, Hak ölçülere göre oluşan ve adalet ve şefkatle kullanılan güçlere dilemiştir.

c- Zalimleşen kişisel ve kurumsal güçler, zulümlerinde ısrar ederlerse dünyada cezalandırırlar. Ahiret hayatında ise ayrıca azaplandınlacaklar dır.

d- Maddî ve sosyal hayatı kuşatan sebep-netice kanunlarını koyan Allah'tır. O, dilediği zaman bilinmedik ve beklenmedik sebepler yaratarak neticeler halk edebilir.

Kur'an-ı Kerim'de açıklandığı üzere, örneğin Allah, kasırgalar, hortumlar salabilir.(2)

Mikrop nevi küçücüklerden fil türü azmanlarına kadar hayvanları görevlendirebilir. Savaşan melekler gönderebilir. Düşmanları müminlere az, müminleri de düşmanlara çok göstererek kalplere ümit ve korku sindirebilir.(3)

Yüce Allah, bir de kendileri Hakk'a iman etmedikleri ve yaşamadıktan gibi, diğer insanlara da engel olan Saddamistler gibi zalimlerin üzerine, örneğin insanları ve kaynaklarını sömüren Amerikalı egemenler benzeri zalimleri saldırtabilir.

Bu tür saldırtma, ilâhî bir yasa olarak En'am Sûresi'nin 129. ayetinde şöylece açıkla-mr:

"İşte Biz böylece, kazanç görerek yaptıkları sebebiyle zalimleri zalimler üzerine saldırtınz."

Yasa nitelikli bu ilâhî buyruğu açıklayıa hadislerinde Allah'ın Resulü de söyle buyurur:

"Zalim, yeryüzünde Allah'ın adaletidir. Onunla intikam alır. Sonra döner, bir başka zalimle de ondan öç alır."(4)

Çok iyi bilinmelidir ki, inanır oldukları İslâmî düzene duyarsız kalarak zalim kişi ve sistemlere bas kaldırmadıkları için nefislerine zulmedenlere, onu inkâr ederek mütecavizlesen zalimlerin saldırtılması, isletilen bu ilâhî yasa sebebiyledir.

Hiç şüphe yoktur ki, taarruz edilmek istenmesi halinde saldırganlarına fil ordusuna verildiği gibi cezaların verileceği kutsal, yalnızca Kâbe değildir, içinde Hakça yaşanabilecek yurt da bir kutsaldır. Namaz, hac, örtü, adalet ve namus gibi yaşanılması gereken İslâmî değerler de birer kutsaldır, insan ve onun haklan ve özgürlükleri ise kutsallar kutsalıdır.

Kutsalların düşmanca çiğnenmesi ve bilgisizlik-bilinç-sizlik-ilgisizlik sebebiyle çiğ-netilmesi de cezayı gerektirir.

Kullanamadıktan akılları; güçlerine sembol kıldıkları filler düzeyinde kalmış Ebrehe ve askerleri gibi yaşadığımız dönemlerin zalimlesen Ebrehele-ri ve yardımcıları da yıkıma mahkûmdurlar. Tarihin tanıklık yaptığı bu gerçeğe yerel ve küresel 28 Şubatlan izleyenler de şahitlik edeceklerdir. Yeter ki kendilerine zalimlerin musallat edileceği zalimlerden olmayalım.

Mesajımızı Kur'an'dan duyurularla bitirelim:

("Hak tanımazlar, güçlerine dayanarak entrikalar çevirdiler. Allah da tuzaklarını başlarına çevirdi. Çünkü Allah, planlaması en başarılı olandır."

"...(ilâhî plan gereği) zalimler nasıl bir inkılap ile devrileceklerini yakında bileceklerdir."(5)

 

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0