Değiştirilemez Düsturlarıyla İslâm, Demokratik Cumhuriyetin de İdeal Ortamını Oluşturur

Ali Rıza Demircan 2022-06-08

Değiştirilemez Düsturlarıyla İslâm, Demokratik Cumhuriyetin de İdeal Ortamını Oluşturur

İslâm, Allah’ın insanlar için vaz ettiği dindir. O bütün peygamberlerin ortak tebliğidir. Tüm insanlar için seçilen son Peygamber Hz. Muhammed’in tebliğ  ettiği,  ilâhî  vahyin  en  son  ve  en  mütekâmil  ürünlerini  içeren Kur’ân, bu dinin nihaî ve Kıyâmet’e kadar geçerli kaynağıdır.

 

Kur’ân kaynaklı ve Hz. Muhammed açıklamalı İslâm, insanlığın istikrarı ve mutluluğu için gerekli bütün zaman ve mekân üstü temel kurallar ve hakikatleri  muhtevidir.  Onun  insan  doğasıyla  örtüşen  yönlendirici  ve görevlendirici kuralları, açık ve kesin bir dille verilmiş, akıl ve duyu organlarıyla  kavranılmayacak  hakikatleri, tekâmüllere  göre   dahaiyi anlaşılabilmeleri için sembol ifadelerle sunulmuştur.

 

İslâm’ın bu zaman ve   mekân   üstü   kurallar-hakikatler   manzumesi değiştirilemezniteliklidir.Bu değiştirilemezlerin  bir  bölümü  fıtrat, akıl ve bilim onaylı olup, bir bölümü de insanlığın değiştirilemez kılmak için  örgütlenip     evrenselbeyannameler  ve   anayasalarla   hukuki normlara bağladığı değerlerdir.

Yaygın  cehalet  sebebiyle  olgun  akıl  ve  gelişen  bilimle  çelişmeli  ve çatışmalı  olarak  propaganda  edilebilen  bu  değiştirilemezler   dizisini şöylece özetleyebiliriz:

 

İman esasları

 

1)   İslâm’ın değiştirilemezlerinin    bir    bölümünü   inançesasları oluşturur. Allah’a, O’nun mutlak egemenliğine, sonuncusu Hz. Muhammed olan Peygamberlere, kutsal kitapları özetleyen Kur’ân’a ve bu azim kitabın duyurduğu başta Âhiret hayatı olmak üzere diğer bütün inanç esaslarına iman, İslâm inanç esaslarının özetidir.

Allah’ı  ve  evreni  tanıtan,  insana  yaratılış  nedenini,  Yaradan’ına, insanlara   ve   kendisi    için  yaratılmış   tabiat  varlıklarına   karşı görevlerini  öğreten  ve  ona  hayatının bütününden  sorgulanarak  azaba uğratılacağı veya  Cennet’lenimetlendirileceğini duyuran bu inanç esaslarıdır.

 

 

Temel haklar ve hürriyetler

 

2)   İslâm’ın   değiştirilemez   kıldığı   kuralların   bir   bölümünü   de özellikle,   asrımız   insanlığının   geliştirme,   evrenselleştirme   ve değiştirilemez  kılma  mücadelesini  verdiği  temel  insan  hakları  ve özgürlükleridir.

 

Can-mal-mesken   dokunulmazlığı,   kanun   önünde   eşitlik,   hukukun üstünlüğü,  öğretim-eğitim-örgütlenme, seçme ve  seçilme hakları, vicdan ve din  hürriyetleri    ve     benzerlerinden    oluşan     bu  hak  ve hürriyetleri  İslâm, Allah    tarafından  insana  doğuştan   verilmiş değerler olarak bildirmektedir.

O, bu değerleri görevleştirmekte, uygulanmaları veya çiğnenmelerini ebedî hayatımızın  mutluluğu veya    azabı ile  irtibatlandırmaktadır. Çünkü  bunlardan  Kur’ân’la  belirli  bir  tekinin  bile red olunması kâfirlik sebebi, yani ebedî felâket nedenidir.

 

 

Koruyucu yasaklar ve cezalar

 

3) İslâm’ın değiştirilemez kurallarının diğer bir bölümü, temel haklar ve hürriyetleri korumak için koyduğu sayılı yasaklarla bu yasakların bir bölümü ile ilgili cezalardır.

Cezai müeyyideli yasakları yalnızca insan öldürme ve yaralama, zina iftirası,     zina,   hırsızlık  ve meşru  yönetime  silahlı   başkaldırı oluştururken,  cezaları   uhrevi veya    yönetimin    takdirine  bırakılmış yasakları da   faiz,  içki, kumar,  eşcinsellik,  sözleşmeleri  ihlal, rüşvet ve iftira gibi yasaklar oluşturur.

 

 

Yönetimle ilgili ana kurallar

 

4)    İslâm’ın   değiştirilemezlerinin   bir   bölümünü  de yönetimle ilgili çerçeve kuralları oluşturur.  Bunları da  adâlet,  liyakatlileri görevlendirme,  şura (danışma-seçim)  ile  bütün  bireylere  eleştiri, yönlendirme ve katılımcılık görevini yükleyen emr-i bilma’ruf olarak özetleyebiliriz.

 

 

Özel ibâdetler ve ahlakî prensibler

 

5) İslâm’ın değiştirilemezlerinden bir kısmını da Hz. İbrahim sonrası tüm ilâhî şerîatlerde yer alan namaz, zekât, oruç ve hac gibi ibadet görevleriyle     insanlığın     doğuştan    güzellikleri ve  gerekliliklerini kavradığı aile-miras gibi kurumlardır. Ayrıca sevgi, özveri, yardım ve   doğayı   ilâhî   bir   emanet   gibi   görüp   koruma   gibi   ahlâkî prensiplerdir.

 

Görüldüğü gibi, İslâm’ın değiştirilemezleri insanlığın bildiği ve bir bütün  halinde  değilse  de  farklı  dini  kabuller,  felsefi  ve  hukuki sistemlerle parça parça yücelttiği düsturlardır.

Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği Kur’ân merkezli İslâm’ın yüceliği, Hz. İbrahim,    Hz.     Musa   ve  Hz.  İsa  gibi  diğer  İslâm  peygamberlerinin tebliğlerini özetlemiş  ve  geliştirilmiş   olması,dünya  ve  âhireti içine  alan  ve  de  insan  doğasıyla   örtüşen  bir  yapı  içerisinde insanlığa sunmuş olmasıdır.Ana     hatlarıyla     özetlediğimizdeğiştirilemezleriyle,bu değiştirilemezleri yaşantıya dönüştürücü Muhammedî buyruklar belirli ve sınırlıdır.

 

Ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar insan hayatı ile ilgili olup yaşanılan  döneme,  coğrafi  ve  sosyal  şartlara  göre  değişiklikler arzetmesi gereken kurallar, değiştirilemez kılınan çerçeve ilkelere ve  ihtiyaçlara  göre  belirlenmek  üzere  insan  aklı  ve  tecrübesine bırakılmıştır, tabii olarak da değişkendir. Değiştirilemezleriyle işte İslâm budur.O, vahye dayalı ve akıl ürünlü bir hayat düzenidir.

 

Hak’sız güç egemenliğine ve sömürüye kapalı bu ilâhî düzene inanma veya onu yaşama zorunluluğu yoktur. Özgür iradeleriyle ona inananlar, güçleri ölçüsünde onu yaşarlar. Çoğunluğu   oluşturduklarında   ise   azınlıkların   haklarını   tekeffül ederek onu bütünüyle yaşamaya çalışırlar. İslâm   denince   onun   insanlığı   kuşatıcı   evrensel   ilkeleri   ve kurallarını bir bütün içinde değil de parça parça ele alarak, onun önermeksizin cinsel anarşiye alternatif olarak sunduğu birden fazla eşlilik ruhsatını, hırsızlıkla ve zina ile ilgili caydırıcı nitelikli âdil cezalarını, eşlerin her birini ve yargıyı yetkilendiren mükemmel üstü mükemmel   boşama     kurallarını, görevlerle ilişkili   haklar dengesini gözeten âdil miras sistemini ve insanlık değerlerini yaşama ve koruma olan cihad ilkesini çağrışım yaparak ve yaptırarak yermeye kalkışanlar,cehaletlerini   kurtuluşlarına   engel   kılan   bahtsız insanlardır.

İslâm   değiştirilemezleriyle    oluşturduğu çerçeve  hükümleri   ve yücelttiği   aklın verileriyleinsanlığın   oluşturabildiği ve oluşturabileceği   tüm   değerlere açıktır. Onuideal  boyutlarına ulaştırabileceği insan hakları ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü ve demokratik   cumhuriyet gibi  ilkeler  ve  kurumların  karşıtı olarak gösterenler, karanlıklarıyla gerçekleri perdeleyenlerdir.

Hz. Adem’den beri olgun insanlığın bildiği ve kınadığı inançsızlığa dayalı içkili-kumarlı-zinalı, eşcinsel yaşantılarını, iktisadî sömürü

ve  siyasî  despotizmle  örülü  hayatlarını  insanlığın  ortak  değerleri

sanan bu mürteciler için Rabbimizden hidayetler diliyoruz.

 

* * *

 

İnsanların insanlar üzerinde ilahlaşmasını önleyen değiştirilemezleriyle İslâm, Allah’ın rahmet nizamıdır. Yarattığı, tabiat kanunları   gibi  koyduğu İslâmî  düsturlarıda  mükemmel   kıldığı  için insanlık İslâm’a muhtaçtır. İslâm’dan yoksunluk Kur’ân ifadesiyle semayı

ve arzı ağlatacak bahtsızlıktır.

 

Cuma Mesajı’mızı, Al-i İmran Sûresi’nin 85. âyetiyle bitiriyorum:

“Kim  İslâm’dan   başka   bir  din  ararsa   bu  kendisinden   asla  kabul edilmeyecek ve o kişi Âhiret’te kaybedenlerden olacaktır.”

 

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0