Değil İnsanlara, Hayvanlara Karşı da Vazifeliyiz

Ali Rıza Demircan 2022-06-08

Değil İnsanlara, Hayvanlara Karşı da Vazifeliyiz

Fareler-filler, anlar-karta Har, hamsiler-balinalar... Yaratılmış varlıklardır. İnsan da yaratılmıştır. Ancak insan farklıdır. O, ilâhî yasalarla yükümlü tutulmuş sorumlu varlıktır. Yeryüzündeki diğer bütün varlıklar gibi tüm türleriyle hayvanlar da insan idn yaratılmış, onun yararlanabileceği kıvamda halkedilmistir. Hayvanların biz insanlar için yaratıldığım Rabbimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de şöylece aaklamaktadır:

"Allah sizin için hayvanları yaratmıştır. Onların bir kısmına binersiniz , bir kısmının da ürünleri ve etlerinden yersiniz. Onlardan başka başka faydalar da sağlarsı-mz..."(1)

Hayvanlar Bizim İçin Yaratılmıştır

Kur'âmmızın bildirilerine göre hayvanların her bir türü bizler gibi ümmettirler. Hayat kanunları ve rızıkları belirlenerek programlı bir şekilde yaratılmışlardır. Onlar, kendilerine özgün duâlan olan, aa duyabilen ve sevebilen varlıklardır. Bizlerin tam olarak kavrayanı aya cağı tarzda Allah'ı zikrederler. Yaratılış nedenleri doğrudan ve de dolaylı bir şekilde bizler için fayda üretmektir.(2)

Biz onların sırtlarından, etlerinden, yünleri-kıllarından, derilerinden, sütlerinden, ses ve görünüm güzelliklerinden yararlanırız. Ayrıca ekolojik dengeye katkılarından, ilmî çalışmalarımız ı'cin ilham kaynaklarımız olmalarından yararlanırız.

Onlardan faydalanma haklarına erdirildiğimiz gibi onlara karsı görevlerle de mükellef kılındık.

Temel Görevimiz Merhamettir

Temel görevimiz sevgiyi de içeren merhamettir. Çünkü Peygamberimiz, "Can taşıyan her bir varlığa anmadan ötürü sevablandırılırsınız" buyurarak ahlâkî atılımlarımızı hayvanlara da yönlendirmiştir, örneğin bir köpeğin susuzluğunu gideren kişinin günahlarının bağışlandığını bildirmiş ve bizim için de bağışlanabileceğim müjdelemiştir. Onun merhamet çizgisinde yetiştirdiği sahâbîlerin-den Hz, Enes söyle anlatıyor:

-Yolculuk sırasında bir mola verdiğimizde hayvanlarımızın bakımı ve rahatlarını sağlamadan ibâdetimizi bileyapmazdık.(3)

Aaklanan ana görevimiz gibi onlara aa vermemek, işkenceye uğratmamak ve de belirlenen ölçüler ve yöntemler dışında hayatlarına kıymamak da vazifelerimiz arasındadır.

 

ACI VERMEMEK GÖREVİMİZDİR

Onlara acı vermemek için ilişkili olduğumuz hayvanların yavrularına ilişmemek, onlan aç bırakmamak, taşımakta zorlanacakları yükü vurmamak, yoracak şekilde çalıştırmamak, yavrularını beslemelerine engel olacak şekilde onlan sağmamak... konumundayız.

■  Sevgili Peygamberimiz, yavruları alındığı için çırpınan serçecikten ötürü sahâbîlerini yermiş ve onlara Şöylece çıkışmıştır.

- Yavrularım alarak bu kuşa kim acı verdi? Veriniz ona yavrularını.(4)

■  Merhamet yüklü şahsiyetini görünce gözleri dolarak inlemeye başlayan deveyi okşayarak sükûnete erdiren Peygamberimiz, huzuruna celbettigi sahibiyi de yerici bir üslubla şöylece uyarmıştır:

-  Allah'ın sana ihsan buyurduğu bu hayvanın haklarını çiğnemekten dolayı Allah'ın azabına uğramaktan korkmuyor musun? Bak, hayvancağız kendisini aç bıraktığını ve yorduğunu bana şikâyet ediyor.(5)

■   Sanlı Peygamberimiz, keçisini sağmakta olan kişiye de şöylece öğüt vermiştir:

-  Keçini sağınca, yavrusunu besleyebilmesi için geride süt bırak.(6)

 

İŞKENCE YAPMAMAK DA VAZİFEMİZDİR

İşkence yapmamak da hayvanlara karsı vazifelerimizdendir. Meselâ, hayvanların canlı iken herhangi bir organını kesmek, onlan canlı canlı silahlı atışlara hedef kılmak, yüzlerine vurmak, yüzlerinden dağlamak, yaratılıslarıyla çelişecek şekilde istihdam etmek, farklı cinsten olanlan çiftleştirmek, birbirleriyle dövüştürmek, yiyecek bulmalanm engelleyecek şekilde hapsetmek, beceriksizlik ve donanımsızlılık sebebiyle kesimlerini işkenceye dönüştürmek, onla-rın üzerlerinde bulunuyorken sohbet etmek ve benzeri uygulamalarda bulunmak yasaklandığımız haram işlemler arasındadır.

Çünkü Peygamberimizin sözleri, isleri ve değer yargılan bu doğrultudadır.

Salât üzerine olsun o, canlı hayvanların organlarını keserek onlara müsleyapanların Allah'ın rahmetinden yoksun kalmaları bedduasında bulunmuştur. Can taşıyan varlıkların nişangâh kılınmasını lanetlemiştir.(7)

Yüzünden dağlanan bir havanı görünce de öfkesini şöylece dile getirmiştir:

-  (Bu yaptığınız nedir?) Hayvanların yüzlerinden dağlanmaları ve dövülmelerini lanetleyerek yasakladığımı bilmiyor musunuz?(8)

■  Örneğimiz Peygamberimiz, hayvanların yaratılış doğrultularıyla çatışacak şekilde kullanılmalarını yasaklama amacıyla da geçmiş topluluklarda yaşanmış bir olayı şöylece aktarmıştır:

Adamın biri ineğini sürüyordu ki, bir ara sırtına binerek dehlemeye başladı. Bunun üzerine hayvancağız dile gelerek söyle sızlandı:

-   Biz binilmek için yaratılmadık. (9)

Rabbimizden kendisini bizlere şefaatçi kılmasını dilediğimiz Peygamberimiz, "eşeklerin atlarla çiftleştirilmesi seklindeki bir tür işkence olan" talebi de, "Bu gibi isleri ancak, gerçeklerin bilgisinden yoksun olanlar yapabilir" buyurarak geri çevirmiş ve yasaklayın tavır koymuşlardır.(1O)

« Peygamberimiz, hayvanları birbirleriyle dövüştürmeyi de açık ve kesin bir dille yasaklamış, bu yasağını horozlardan develere bütün hayvanlara teşmil etmiştir. O, kedisini hapsederek ölümüne sebep olan kadının şahsında bu gibi eylemlerin Cehennem azabına düşürebileceği uyarısında da bulun-mustur.(11)

Güzelliği boyutlandırarak kesim yapıldığında güzel yapılmasını, örneğin hayvanların bıçaklar iyice biletilerek ızdırab verilmeksizin kesilmesini emreden de Peygamberimizdir.(12)

■ Hayvanların üzerlerinde iken sohbete dalınarak işkenceye uğra-tılmalarını şöylece gerekçelendirerek yasaklamıştır:

-  Nice binilen hayvanlar vardır ki, onlar binicilerinden daha hayırlı ve Allah'ı daha çok zikredicilerdir.(13)

 

HAYATLARININ SONA ERDİRİLMESİ İLÂHÎ RUHSATTIR

Bizler için yaratıldıklarından beslenme ve tedavi gibi alanlarda kendilerinden yaralanılabilmesi, kesilerek veya avlanılarak öldürülmelerini gerektiren durumlarda, hayvanların hayatlarını sona erdirmek meşru kılınmıştır. Bu durum onlar için İlâhî düzenin gereğidir ve tabiidir.

Deniz hayvanlarının bütünün avlanılması halâldir. Kara hayvanlarından yenilmeleri halâl kılınmış (behîme) olanlar da kesilebilir ve deavlanılabilir.(14)

İslâm bilginlerinin bir kısmı, Peygamberimizin diliyle etlerinin yenilmesi yasaklanan yırtın hayvanların öldürülmelerine karşı çıkarken Hanefî çizgisinin izleyen bilginler yırtıcılar dahil yararlanılabilecek hayvanların faydalanma amacıyla öldürülebilecekleri görüşündedirler. (15) Ancak nesillerinin korunması gayesiyle öldürülme yasağının konulabileceği şüphesizdir.

Burada mutlaka bilinmesi gereken husus kesimin ve avlanmanın Allah'a inanan kişi tarafından O'ndan ruhsat alındığı bilinciyle ve yalnızca O'nun adı anılarak ve O'nun nzası hedeflenerek gerçekleştirilmesi gereğidir. Çünkü Yaratan Allah'tır. Canı yalnızca O veya O'nun onay verdiği insan alabilir.

Niyetleri, kesim ve avlanma yöntemleri ne olursa olsun Allah'a inanmayanların, çok tarıncı batıl-perestlerin ve de aklı ve bilimi putlaştıran sekülaristlerin hayvanlan öldürmeleri cinayettir. Bu tür cinayete kurban giden hayvanların etleri yenilemez. Çünkü Rabbimiz, yalnızca canlarına kıyılırken üzerlerinde adı anılan hayvanlardan yenilmesini emretmektedir. Adı anılmaksızın kesilen hayvanlardan yenilmesini ise büyük bir günah olduğunu beyanla yasaklamaktadır. (16)

Allah'ın adının anılmasını kasıtla terk etmediği sürece Allah'ı birleyip yüceltenlerin kesimleri geçerlidir. Ancak besmele çekilip tekbir getirilse bile batıl inançların, kişilerin ve kurumların onurlan adına yapılan kesimler de kesilen hayvanların etlerinin yenilmesi de haramdır.(17)

Hayvanların çok büyük bir bölümünü sadece televizyon belgesellerinde görebilirken bu konuya yer vermemizin amacı, İslâmî çizgide hayvanlara karsı vazifelerimizi açıklayarak insan haklarına saygının önemini hatırlatmaktır. Bir de hayvan avlayan insafsız avaya hizmetten zevk almayı köpeklik olarak niteleyen kültürümüzün yaptırdığı çağrışımın izinde, petrol aylamaya çıkan Amerika gibi emperyalist ülkelere millet olarak hizmetin köpeklikten de aşağılık olacağı hakikatine vurgu yapmaktır.

 

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0