“Eşim beni aldattı çok mutsuzum” -8

Saliha Erdim 2024-02-17

“Eşim beni aldattı çok mutsuzum” -8

Bir kere yanlış yapmış, gerçekten pişman olup tövbe etmiş olduğu halde, anne babasının veya eşinin “Asla affetmem” diyerek, her anını kontrol etmeye, her adımını takip etmeye başlaması. Bir türlü bıraktığına inanmadıkları için, bunu sürekli gündeme getirip başına kakarak, “Yeter artık boğuldum” diyecek noktaya getirmeleri. “Ben ne yapsam yaranamıyorum, bırakmamın da bir anlamı yokmuş” deyip, “Kaldığım yerden inadına devam edeyim” noktasına gelmesi. Bu arada yanlış muhatap ta inanılmaz sevimli pozlarla evde huzursuz olan erkeğe, “Bak gördün mü, evinde kimse seni sevmiyor, istemiyor, ben seni seviyorum” diyerek, tuzağın devamını sağlamaya çalışması. Bilelim ki, yanlış davranış ancak yanlışa sevk eder.Ahlâkî zeminin kaymasının en önemli sebeplerinden birisi de, ilişkide sınırların olmaması. En basit kız erkek arkadaşlığında bile arkadaş gibi kalmayıp, sanki arkadaşlığın devamı için şartmış gibi, temas olmakta ve ne yapması gerektiğini ve kendisini nasıl koruyacağını bilemeyen kızlar ve erkekler, yaşadıkları yüksek heyecanların tesiri ile sınır olmaksızın bir birlerine yakınlaşabiliyorlar. Yakınlık evlilikte olmalı iken, evli gibi yaşayan gençler, fıtri bir koruma, sahip çıkma ve sanki eşi olmuş gibi beklenti içine giriyorlar. Oysa sadece arkadaş olan bu gençler, eş gibi beklentilere cevap veremeyecekleri için, aşırı kıskanç, sınırlayıcı, koruyucu ve olmadığında ise, tepki gösterici bir tutum içinde kendilerini buluyorlar. Bu da, hayal kırıklığı içinde ayrılığı getirebiliyor. Ve ne yazık ki küçük yaşlarda yaşanan bu acı tecrübeler, artık bundan rahatsız olmayan, bunu evleneceği eşi tanıması için gerekli olduğu yanlışına saplanan gençlerin çoğalmasına zemin hazırlayabiliyor. Ayrıca bu yaşananlar bir nevi travma etkisi gösterebilir ve evlendiklerinde bile mutlu olmalarına engel teşkil edebilir.

Bir insanı manen ayakta tutan dinamiklerin başında abdest namaz, kur’an ve ilim gelir. İlim başkalarına anlatmak ve ya mesleğini yapabilmek için değil, Allah’ın (cc) mesajını daha doğru anlayıp daha doğru yaşayabilmek niyetiyle elde edilirse, tabiri caizse kana karışır ve beyni besler. Bizi istikamet üzere tutacak iki şey ne diye sorulsa 1. Bizi sağlam bir ahlâk üzere tutacak bilgi devamlılığı, 2. Bunu besleyen bir çevre denebilir. Biz bu ikisinin de peşine düşmedikçe, kendimizi, ayaklarımızın sabit kalması gereken merkezden fersah fersah uzaklaşmış olarak bulabiliriz. Bu da, duyguların yanlış tarafa doğru güçlenmesi anlamına gelir ki, duygular ne tarafa güçlenirse biz de o tarafa eğiliriz.Kadında ya da erkekte görülen şükürsüzlük, olumluyu görememe, gözünün hep başkalarında olanda olması ve sürekli elinde olmayanlara odaklanıp başkaları ile kıyaslaması. Bunlar kişiyi mutsuz eder. Mutsuzluk ta sürekli talep ve devamında şikâyet anlamına gelir. Bu dikkatini dışarıya vermeye, o da başkalarını görerek seni beğeniyorum mesajı vermeye sevk eder. Bu da ne yazık ki gayri meşru irtibatın başlangıcı olabilir.

 Peki bir kadın ya da bir erkek aldatıldığında ne yapmalı, bu durumda en doğru davranış biçimi nedir?  

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0