A'ma

Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz 2022-06-01

A'ma

Sözlükte, “iki gözü kör olmak suretiyle görme kabiliyetini bütünüyle yitirmiş bulunan kişi” mânasına gelen ve “basiretsiz, düşüncesiz, câhil” gibi mecazi anlamları da olan (bk. Lisânü’l-ʿArab, “amâ” md.) a‘mâ kelimesi Kur’an’da çoğu mânevî, bir kısmı da maddî körlük anlamında olmak üzere on üç defa tekil, yine bu son anlamda on defa da çoğul şeklinde (umy, amîn, amûn = عمى، عمين، عمون) (bk. en-Neml 27/66; el-A‘râf 7/64; ez-Zuhruf 43/40) geçer. Bundan başka, hepsi de “mânevî körlük, kalp gözünün körlüğü, basiretsizlik, hakikat karşısında ilgisizlik ve inatçılık, sapıklık, Allah’ın hidayet ve rahmetinden mahrumiyet” gibi mânalarda olmak üzere iki defa masdar (el-amâ = العمى) şeklinde (bk. Fussılet 41/17, 44), sekiz defa da çekimli fiil kalıplarında (bk. el-En‘âm 6/104; el-Mâide 5/71; el-Hac 22/46) kullanılmıştır. A‘mâ, hadislerde daha çok körler hakkındaki hükümlerle ilgili olarak söz konusu edilir ve “habîbeteyn”, “kerîmeteyn” (iki sevgili, iki değerli şey) diye anılan gözlerin kör olması halinde sabredenlere verilecek mükâfat anlatılır; körlere karşı kötü davrananlar da kınanır (bk. Müsned, I, 217, 309; III, 144; V, 258). Kur’an’da körlerin -ve genel olarak sakatların- hukukuna dikkatleri çekmek ve bunlara gösterilmesi gereken ilgiyi belirtmek üzere Abdullah b. Ümmü Mektûm’dan adı verilmeksizin “a‘mâ” diye bahsedilir. Ancak Kur’ân-ı Kerîm’de bu kelime daha çok “basiret körlüğü, düşünce kıtlığı” anlamıyla kullanılarak bu tür körlüğün fertte ve cemiyette meydana getireceği tesirler anlatılır. İnsanın anlama gücüne hitap eden Kur’an, yaptığı çeşitli mukayeselerle onu bu önemli kabiliyetini kullanmaya teşvik eder ve ebedî kurtuluşunun bu özelliğinden iyi bir şekilde faydalanmasına bağlı olduğunu bildirir; sadece baştaki gözlerin değil, kalp gözünün de körelebileceğini ve bunun ötekinden daha tehlikeli olduğunu hatırlatır (bk. el-Hac 22/46). Kur’an’a göre asıl kör, görme duyusunu yitiren değil basiretini kaybeden ve gerçeği göremeyendir. Kalp gözünü açık tutan, aklını ve zihnini hakikat ve hidayeti bulma yolunda kullanan basiret sahipleriyle basiretsiz ve sapık kimseler arasındaki fark, görenle görmeyen, aydınlıkla karanlık, hayatla ölüm arasındaki fark kadar büyüktür (bk. Fâtır 35/19; el-En‘âm 6/50; er-Ra‘d 13/19).

Dünyada mânevî anlamda kör olan kimselerin âhirette de kör ve şaşkın olacaklarını bildiren (bk. el-İsrâ 17/72) Kur’ân-ı Kerîm, ferdin yanında toplumun da basiretsiz, şuursuz, bilgisiz ve yolunu şaşırmış hale gelebileceğine işaret ederek a‘mâlığın ferdî ve içtimaî yönleri bulunan bir hastalık olduğunu belirtir (bk. el-A‘râf 7/64).


BİBLİYOGRAFYA

Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “aʿmâ” md.

Lisânü’l-ʿArab, “aʿmâ” md.

Müsned, I, 217, 309; III, 144; V, 258.

İbnü’l-Cevzî, Nüzhetü’l-aʿyün, s. 120-121.

Fahreddin er-Râzî, Tefsîr, XVII, 209.

Ömer Rıza Doğrul, “Âmâ”, İTA, I, 350-353.

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0