KAPILAR

Dr. Mehmet Çoban 2023-11-09

KAPILAR
KAPILAR... "uzun İnce Bir yoldayım gidiyorum gündüz gece. İki kapılı handeyim. Gidiyorum gündüz gece..." Dizeleri ile Veysel, aslında gönül kapılarımızı seslice çalmıyor mu ..? Adı değiştikçe makamı yükselen, kıymeti artan eşsiz bir eser gibidir kapılar.. Yeter ki hangi kapıda duracağımızı, bekleyeceğimizi, hangi kapının tokmağına vuracağımızı bilelim. Hacı Bektaşi Veli'nin "Bir insan dört büyük kapıdan ve kırk makamdan geçmedikçe Bektaşi olamaz!. Sözlerine ilaveten yine" Her kapıdan girişte on makamdan geçmek gerekir, Böylece kırk makamdan geçen kimse insan'ı Kamil olur, der.. İnsan'ı Kamil olmanın ilk şartı kapı ile başlar. Edep kapısı, irfan kapısı, gönül kapısı ve Cennet kapıları... İnsan hayatında ne çok önem arz ediyor kapılar. Gönül kapısı çalınmadan içeri davet eder,kilidi içerden açılır, Bir seher vakti çalarsın yarin kapısını ,kilitlidir,sürgülüdür, Eşiğinde beklersin,yüzünü,yüzbin sürersin, Dost kapıları vardır, en mutlu zamanlarda çalındığı gibi en Bedbaht vakitlerde de açılan.. Zamansız kapılar vardır mesela! Komşu kapıları onlar, o kapıları çalmanın vakti, saati, zamanı olmaz!. Bahçe kapıları, betonlaşmış zeminlerin dört mevsimi gibidir. Kapısından baktığınızda hangi mevsimde olduğunuzu hatırlar, bir an duraksayıp seyredersiniz.. Eskiden han kapıları vardı, günümüzde adları değişse de işlevi hep aynı kaldı. Bir yerden bir yere giden insanların belli zaman içinde konakladığı.. Tüm kapılar insana dair.. Bir de açılmayan, açılamayan kapılar var!. Ne kadar zorlasak da ne kadar açılmasını Arzu etsek de kapılar kilitlenmiş, kilitler pas tutmuş ve anahtarları kaybolmuş kapılar!. Tabir'i caiz ise harab olmuş gönüller gibi.. Açılmayan kapılar..? Peki açılması için bir şekilde çalınması gereken fakat hiç çalınmayan kapılar..? Tokmağı çalınmayan,ziline basılmayan ya da aralanmayan kapılar... Açılmak için bekleyen kapılar , Peki yüze çarpan kapılar. Saatlerce,günlerce, aylarca belki yıllarca eşiğinden ayrılmadığımız ama gurura kapılıp çalma tenezzülünde bulunmadığımız kapılar... Evet kapılar açılmak için. Zirâ kapanan kapıları hangi hüküm açar bilmiyoruz.Eski usul tokmak mı yoksa yeni usul melodili zil mi. Kapı deyip sınırlarsak şayet müsbet çerçeve de daralır kişi ve fikirlere göre. Tekme ile kırdığımız kapılar,baskın verip daldığınız kapılara müsbet olanlar. Çok geniş bir açı verirsek şayet şıklar çoğalır. Cennet kapısı var elbet peki cehennem kapısı..? Yok sayabilirmiyiz. Bugün bakınca etrafımıza her yerde bir giriş bir de çıkış kapısı var. Bu şekilde değerlendirirsek nereye girdik,ne ile çaldık,nasıl açtık ve menzile çıkış mı gâye.Sapaklarda mı kaldık..? Kapıların kilidi var.Anahtarı insanın iradesinde saklı.Ihtiyâri cüz olan insan muhtelif arzuları sınırsız,istidâtı cüz olan insan küllî kuvvelerle aslında her kapının anahtarını kendisinde aramalı. Nedendir bilinmez.En çok girilmesi zor kapılarda bekler insan... Umutsuzluk,Umut oluverir o kapılarda.. Açılmayacağını bile bile.. birde açık kapılar hep sizi bekleyen... açık ve sizi bekleyen kapılar kapanmadan ,kapılarınızın nereye açıldığının farkına varmamız güzelliğinde . “Açılın kapılar yâre gideyim" ... Hayat, doğuş ile başlayıp ölüm ile sonlanan iki kapılı han misali hangi kapıya talip olduğumuz ve o kapının sırrına erdiğimizdir.. Son cümle Akibeti hayr olsun niyet edip çaldığımız kapılar.
Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0