"Küfür" hakikatin üzerini örtmek demektir. Kâfir de en büyük hakikat olan Allah'ın varlığı, birliği ve âyetlerinin üzerini örten kişidir.

Peki hakikat, üzeri örtüldüğünde yok olmuş olur mu? Elbette hayır!

Küfrün mantığını yansıtan örneklerden biri son zamanlarda kimi ülkelerde görülen mushaf yakma eylemleridir. Mushafı yakarak güya Kur'an'a zarar verebileceklerini düşünüyorlar.

Yeryüzündeki bütün mushafları yok etseniz, Kur'an'ın hakikatini yok etmiş olabilir misiniz? Bütün âyetleri yok sayıp yalanlasanız iman hakikatini yok etmiş olabilir misiniz?

Şili'li yazar ve şair Pablo Neruda'nın güzel bir sözü var: "Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz." Çünkü baharın hakikati, çiçeklerin toplamından daha farklıdır. Aynı şekilde bütün mushafları yakabilirsiniz ama Kur'an'ı yok edemezsiniz. Bütün müminleri yok edebilirsiniz ama imanı yok edemezsiniz.

Mekke'de iken müşrikler, Allah Resûlü'nün (s.a.v.) ve müminlerin ölüp yok olmasını temenni ettiklerinde şu âyet gelmişti:

"De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir?" (Mülk 67/28).

Bu âyet şunu diyor: Siz, hak ehlinin yok olmasıyla hakkın kendisinin de yok olacağını sanıyorsunuz ama bir yanılgı içindesiniz. Çünkü bizim yok olmamız ile hak ortadan kalkmış olmaz.

Evet... Nasıl ki saçınızdaki ağaran kılları kopararak ihtiyarlığı yok edemezseniz, nasıl ki hastalıkları meydana getiren tüm mikrop, bakteri ve virüslere yönelik ilaçlar bularak ölümü yok edemezseniz aynı şekilde hak ve hakikat, sizin onları yok saymanızla veya onu temsil eden kimselerin yok olmasıyla yok olmaz.

Rabbimiz hakkı hak olarak bilip ona uymayı, bâtılı da batıl olarak bilip ondan kaçınmayı bizlere nasip eylesin.

(Soner Duman/28.Muharrem.1445/15.Ağustos.2023/Salı)