BOŞUNA UĞRAŞMAYIN, SAYMAKLA BİTİREMEZSİNİZ!

Rabbimiz şöyle buyuruyor:

"Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız." (Nahl 18; İbrahim 34).

Bu âyeti ilk duyduğunuzda şeytan size şöyle bir vesvese verebilir: "Olur mu canım öyle şey? Nasıl sayılmazmış, bize verdiği nimetleri tek tek sayabiliriz."

Hesabı şöyle yapalım:

Bugün tıp literatürüne giren kaç hastalık var biliyor musun? Tam yüz bin (rakamla 100.000) hastalık var! Bunların 8.000'i nadir hastalıklar. Sizde bulunan hastalıkları bu sayıdan düşün. Geriye kalan hastalık sayısınca nimete sahipsiniz demektir.

Yeryüzünde kaç bin çeşit sebze ve meyve var bir düşünün. Eğer dilinizin tat almasında bir problem yoksa tattığınız yiyecek sayısınca "tad alma" nimetine sahipsiniz.

Yeryüzünde kaç bin/yüz bin koku çeşidi vardır bir düşünün. Eğer burnunuzda koku alma problemi yoksa, bu kadar kokuyu birbirinden ayırt etme nimetine sahipsiniz demektir. Bunu tek bir nimet saymayın! Gülün kokusu ile hanımelinin kokusu aynı mı? Her ikisinden ayrı haz duymuyor musunuz?

Yeryüzünde kaç milyon varlık ve kaç milyon renk var bir düşünün. Eğer gözünüz görüyor ise bu kadar milyon varlığı ve rengi birbirinden ayırt etme nimetine sahipsiniz.

Kendiniz için yaptığınız bu hesabı bir de ailenizdeki diğer fertler için de yapacaksınız. Ana-babanız, eşiniz, çoluk-çocuğunuzda olan bir problem nasıl ki sizin için de bir sıkıntı meydana getiriyorsa onlarda bir problemin olmaması da sizin için bir nimettir.

İşte insan, hiçbir zaman tam sayısını bilemeyeceği bir nimet deryasının içinde olduğu halde şeytan ona kendisinde bulunmayan nimetleri gösterir. Sahip olduğu bin nimeti bir gibi gösterirken, sahip olamadığı bir nimeti sanki bin gibi gösterir. Böylece insan, sahip olduğu nimetler için şükredeceğine, sahip olamadığı bazı şeyler için nankörlük etmeye başlar.

Şeytan bu planını daha ilk günden ortaya şu şekilde koymuştu:

"Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!" (A'raf 17).

Şeytan planını başarı ile yürütüyor. Bu sebepledir ki Rabbimiz şöyle buyuruyor:

"Kullarımdan hakkıyla şükredenler gerçekten azdır." (Sebe 13)

Ne yapmalı? Âlimlerimiz "kişinin şükretmekten âciz olduğunu idrak etmesi de bir tür şükürdür" demişler. Bari bu şekilde şükredelim.

Rabbimiz sahip olduklarımızın farkına varıp şükretmeyi bizlere nasip eylesin. Sahip olmadıklarımızı dikkate alarak Rabbimize karşı nankörlük etmekten bizleri muhafaza eylesin.

(Soner Duman/6.Safer.1445/22.Ağustos.2023/Salı)