Prof.Dr. Soner DUMAN 2024-01-31


Bu yazım biraz uzun diye belki çok okunmayacak ama sonuna kadar okuyanlar -inşaallah- okuduklarına pişman olmayacaklar.

"BU ADAMLARDA HİÇ KAFA YOK!"

Bu ifadeyi kim kimin için söylüyor biliyor musunuz? İnkâr edenler, iman edenler için söylüyor. Bunu bir âyet üzerinde biraz açalım. Rabbimiz şöyle buyuruyor:

"Kâfir olanlar için dünya hayatı câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar (takva sahipleri) kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir." (Bakara 2/212)

Bu âyetin bize verdiği mesajlara kısaca bakalım:

a) İman etmeyen kimseler âhiret diye bir âleme inanmadıklarından bu dünya hayatını tek hayat olarak kabul ederler. Böyle olunca bütün güçleriyle bu hayattan maksimum haz almak için yaşarlar. Olabildiğince bütün nimetlerden istifade etmek, bu konuda hiçbir sınır tanımamak, dünya ile tatmin olmak. Tıpkı şu âyette buyrulduğu gibi:

"Huzurumuza çıkacaklarını beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak. İşte onların, kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden varacakları yer, ateştir!" (Yunus 7-8).

b) Bu kişilere dünyayı bu kadar cazip kılıp süsleyen kimdir?

Bu konuda farklı görüşler var. Ancak şurası kesin: Rabbimiz, dünya hayatında bir imtihan olmak üzere bazı şeyleri insanlara cazip kılmıştır. Nitekim bir âyette bu husus şöyle belirtilir:

"Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir zinet yaptık." (Kehf 7).

Bir başka âyette ise mesele biraz daha detaylandırılarak şöyle anlatılır:

"Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır." (Âl-i İmran 14).

Allah'ın bir imtihan olmak üzere süslü, zinetli yarattığı bu dünyanın gerçek yüzünü müminler bilirler. Bu sebeple dünyanın süsüne, zinetine kapılmazlar. Şeytan ise kâfirlere hep dünyanın süslü, yaldızlı, janjanlı yüzünü gösterir, onları kandırır.

c) Hayatı sadece bu dünyadan ibaret kabul eden, bir saniye daha fazla yaşamak için her şeyi yapan inkârcılar iman edenlere baktıklarında onların kendilerini yok yere bir zindana mahkûm ettiklerini düşünürler. Bu sebeple onlarla alay ederler.

"Bu adamlarda hiç kafa yok. Şu hayatın ikincisi yok, tek fırsatın bu, yiyip içip gününü gün etmek varken bunlar kendi kafalarından bir sürü kısıtlamalar getiriyorlar. Yok şunu yemek haram, bunu giymek haram, şöyle konuşamazsın, böyle yürüyemezsin. Bu ne canım? Böyle hayat mı olur. Bir daha mı geleceğiz dünyaya? Ye iç keyfine bak. Bir hayal ve vehim uğruna güzelim hayatı adamlar kendilerine heba ediyorlar."

Bir yandan Müslümanların kendi hayatlarında uydukları kurallar, diğer yandan bazı Müslümanların maddî sıkıntıda olmaları bu inkârcıları daha da küstahlaştırır. Onlar müminler hakkında şöyle düşünür: "Bunlardan ne köy olur ne kasaba! Bunlar yaşamayı bilmiyor."

d) Kıyametin kopuşu ile birlikte her şey değişir. Ortada ne dünya kalmıştır, ne de dünyanın süsü. Dünyanın bütün nimetleri, zevkleri, hazları yok olmuştur. Kâfirlere Rabbimiz şöyle seslenir:

"İnkâr edenler ateşe arzolunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap göreceksiniz!" (Ahkaf 46/20).

Böylece kâfirler alçalacak, buna karşılık dünya hayatında takva sahibi olan, yani Allah'ın emirlerine ve yasaklarına riayet etmek için gayret gösteren, hayatında kırmızı çizgiler olan, dünyada Allah'ın koyduğu sınırlara riayet edenler bir anda cennetlere konulacak, orada üstünlüklere kavuşacaklar. Onlar orada her istediklerine kavuşacak. Hiçbir sınır yok, hiçbir kısıtlama, kınanma yok.

Ne oldu ey inkârcılar? Üç günlük dünya hayatında Allah'ın sınırlarına riayet etmekten kaçındınız da elinize ne geçti? Bakın müminler göz açıp kapayıncaya kadar geçen üç günlük dünyada dişlerini sıktılar, yeri geldi haramdan kaçınmak için dünya zevklerine göz yumdular, haramdır diye pek çok şeye el uzatmadılar, sizin yediğiniz, giydiğiniz şeylerden uzak durdular, sizin eğlendiğiniz gibi eğlenemediler. Ama bugün ne oldu? Bugün onlar her türlü nimete kavuştu.

e) Evet Allah cennetinde müminlere hesapsız bir biçimde rızık verecektir. Orada üçün beşin hesabı olmayacak. Orada para sıkıntısı yok, orada belirli bir sayı sınırı yok, kontenjan yok, kota yok! Diledikleri gibi yiyecekler, diledikleri gibi giyecekler, diledikleri şeyi yapacaklar. Her türlü nimet onların olacak.

Rabbimiz dünya hayatında takvalı bir hayat yaşamayı, helal-haram sınırlarına riayet etmeyi, âhirette sonsuz hayatta cenneti ve cemali ile müşerref olmayı cümlemize nasip eylesin. Bizleri dünyada hakkını tüketip âhirette mahrum olan nasipsizlerden eylemesin.

(Soner Duman/8.Safer.1445/25.Ağustos.2023/Cuma)

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0