Prof.Dr. Soner DUMAN 2024-01-31
Günlerdir bütün dünyanın gözleri önünde bir soykırım ve katliama şahit oluyoruz.
Konuyu bambaşka bir noktaya getireceğim. Şimdi Allah'ın varlığına inanmayan bir ateist düşünün... Ya da bir şekilde evreni yaratan bir tanrının var olduğuna inanan ama din, kitap, peygamber, âhiret gibi şeylerin varlığına inanmayan bir deist düşünün.... Yahut da "bunlar var mı yok mu bilemem, beni de ilgilendirmiyor" diyen bir agnostik (bilinemezci) düşünün...
Dünyada olup bitene bunların gözüyle bir bakın... Binlerce masum insan katliama tabi tutuluyor. Bebekler, çocuklar, yaşlılar yok oluyor. Eğer bir ilah yoksa, âhiret yoksa bu zulüm ve haksızlıklar ne olacak? Böyle bir inançla (ya da inançsızlıkla) hayata baktığınızda hayat bir karanlıktan ibaret olmaz mı? Böyle bir hayat yaşamaya değer mi?
Dünyaya bir deist gözüyle bakın... Bir tanrıya inanıyorsunuz ama dünyada olup bitenler o tanrının umurunda bile değil, üstelik âhiret, sorgu, hesap, ceza da yok... İnsan, kendini doğurulduktan sonra cami avlusuna bırakılmış gibi hissetmez mi? Böyle bir tanrı dünyayı ve insanları yaratmakla onlara iyilik mi etmiş olur yoksa kötülük mü?
Bir de dünyaya bir mümin ve Müslüman gözüyle bakın... Zerre miktarı hayır ve şerrin hesabının sorulacağına inanıyorsunuz.... Allah olup biten hiçbir şeyden habersiz değil. Zâlimlerin yaptığından, mazlumların beddualarından habersiz değil. Günü gelince bütün defterler açılacak...
Üstelik tarihe baktığımızda Allah'ın zâlim toplumlara müdahalesinin sadece âhirete ertelenmediğini, er ya da geç dünyada da karşılık bulduğunu görüyorsunuz. Tarih boyunca azgınlaşmış, günahta sınırı aşmış, zâlimleşmiş nice kavimlerin helak edilmesi bunun ispatı. Rabbimiz "yeryüzünde gezin dolaşın da görün bakalım bunca cürümleri işleyenlerin sonu ne olmuş?" (Neml 69) buyurmuyor mu? Demek ki Allah işi yalnızca âhirete de ertelemiyor, hesabı bu dünyada da görüyor ama bizim istediğimiz anda ve zamanda değil, kendi belirlediği zamanda. Klişe ifadeyle söyleyecek olursak "imhal ediyor (mühlet veriyor) ama ihmal etmiyor!"
Şu âyet müminin gönlüne emniyet, güven, ferah bahşediyor:
"Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve hayatlarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!" (el-Câsiye 45/21).
Sözü, Fâtiha ile bitirmekten daha anlamlısı yok:
"Âlemlerin Rabbi olan, Rahmân ve Rahîm, Din gününün (hesap ve ceza gününün) sahibi olan Allah'a hamdolsun. [Rabbimiz!] Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizleri doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Kendilerine gazap edilenlerin ve dalalete sapanların yoluna değil."
(Soner Duman/5.Rebîülâhir.1445020.Ekim.2023/Cuma)
Yorum Sayısı : 0