Prof.Dr. Soner DUMAN 2024-01-31


SEBEBİ İŞTE BU!

İnsanların Allah'ın dinini inkâr etmelerinin ya da iman etseler bile bu dinin kurallarını ihmal ederek isyan etmelerinin temel sebeplerinden biri "rahata düşkünlük" illetidir.

İslam'ı düşünelim. Bu dindeki ibadetleri, helaller ve haramları, emirler ve yasakları, kırmızı çizgileri. Bir kimse İslam'ı kabul ettiğinde bütün bunlarla yükümlü olacak. Hem de ömrünün sonuna kadar!

İnsanın nefsi ise boyunduruk altına girmekten, kulluk etmekten, sürekli denetim altında olmaktan hoşlanmaz. Nefis serkeş bir at gibidir, üzerine birinin binmesinden hoşlanmaz.

Kur'an, kıyamet gününü yalanlayanların bu inkârlarının altında "fücûr (günah) işleme" isteğinin bulunduğunu şu şekilde ortaya koyar:

"İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır? Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. Fakat insan önündeki sürede günah işlemek ister. [Bu sebeple kıyameti yalanlayarak]"Kıyamet günü ne zamanmış?" diye sorar." (Kıyâmet 3-6)

Nefis kendi istediği şeyler için ise her türlü zorluğa katlanır. Mesela içki satın almak için çalışıp para kazanma, hava soğuk da olsa içki satan dükkana kadar yürüyerek gitme, konsere gitmek için soğuk havada beş saat bilet kuyruğunda bekleme, sevdiği futbol takımının maçını izlemek için kalabalıkta aç ve üşümüş olarak beklemeye katlanır. Bundan şikâyetçi olmaz. Ama bir namazı kılıncaya, bir oruç tutuncaya kadar oflayıp puflar, şikâyetçi olur.

İşte bütün mesele bu. Nefsinin kulu ve kölesi olanlar, nefsinin isteklerini yaparken zorlanmazlar, Allah'ın kulu olanlar ise Rablerinin emrini yerine getirirken söylenmez, yakınmaz, dert yanmazlar.

Rabbimiz bizleri nefsimizin kul ve kölesi olmaktan muhafaza buyursun. Rabbimizin emrini yerine getirme konusunda her türlü zorluğa dayanma bilinci versin.

(Soner Duman/19.Receb.1445/30.Ocak.2024/Salı)

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0